3 Nisan 2015 Cuma

Ermeni Terörünün Günümüzdeki Yuvası: Ermenistan Devleti


Tarihçe uzundur – Ermeni terörünü, emperyalist devletlerin ideolojisi ve Türklere karşı düşmanlık karakteri yetiştirdi. Onlar Ermenilere bağımsız bir devlet kurma vaadi vererek, onları Müslümanlara karşı nefret, kin, düşmanlık, kötülük ve iftira duyguları ve fırsat buldukça fiziksel zarar verme fikirleri etrafında eğittiler. Başkasının uygarlığına göz dikme karakterinde yetiştirdiler. Bu sebeple, her Ermeni terörist korundu ve mahkemelerde salıverildi. Yeni vahşilikler yapmaları için onları bu şekilde cesaretlendirdiler.
Terörizm Devri Ermenilerle Başlıyor
Tarihçi Walter Laker “Terörizm Devri” adlı kitabında 19’uncu yüzyılda Ermeni devrimcilerin, terör aracılığıyla halkı radikalleştirmeyi ve Batılı devletleri Osmanlı’ya saldırmaya sürüklemeyi esas yöntem olarak seçtiğini yazıyor. Yani terör başından beri, Ermeni siyasi mücadelesinin amacını oluşturmuştur. Bu yaklaşım her zaman siyasi ve ideolojik faaliyetlerinin temelinde bulunmuştur.
1896 yılında 26 Taşnak İstanbul’da Uluslararası Osmanlı Bankası’nı ele geçirdi. Onlara Armen Karo ve Babken Süni önderlik ediyordu. Bankanın 150 çalışanı rehin alınmıştı. Teröristlerin şartı, büyük devletlerin Osmanlı İmparatorluğu’nu Ermenilere ilişkin reformlar yapmak zorunda kılmasından ibaretti.
Rusya Büyükelçisi Maksimov’un güvencesiyle teröristleri bankadan çıkardılar ve bir Fransız gemisiyle Marsilya’ya götürdüler. Teröristlerin hiçbiri cezalandırılmadı. İstanbul’da ise halk Ermeni mahallelerini ateşe verdi. Bu olay hem Ermeni terörünün iç yüzünü hem Batı ve Rusya’nın onları nasıl koruduğunu hem de halklar arasında düşmancılık yaratma stratejisini açıkça gösteriyor.
20’nci yüzyıl boyunca Ermeni terörü insanları katledip ve her defa da büyük Hıristiyan devletler tarafından cezadan kurtarılmıştır. 1905 yılında Sultan Abdülhamit’e suikast düzenlendi. 1919 yılında Ermeni teröristler mahvetmeye karar verdikleri 41 kişinin listesini yaptı. Hedef olarak Türkiye ve Azerbaycan’ın devlet adamları seçilmişti.
19 Haziran 1920 tarihinde Azerbaycan’ın eski Başbakanı Fatali Han Hoyski Tiflis’te katledildi. Bu olaydan bir ay sonra yine de Tiflis’te Azerbaycan Milli Meclis Başkan Yardımcısı Hasan Bey Ağayev öldürüldü. Bu iki terör eyleminden bir yıl sonra ise, İstanbul’da Azerbaycan’ın İçişleri Eski Bakanı Behbud Han Cavanşir terör kurbanı oldu. 15 Mart 1921 tarihinde Berlin’de Türkiye’nin İçişleri Eski Bakanı Talat Paşa katledildi. 5 Aralık 1921 tarihinde Roma’da Veziriazam Said Halim Paşa öldürüldü. 17 Nisan 1922 tarihinde Berlin’de Trabzon eski valisi Cemal Azmi terör kurbanı oldu. 25 Temmuz 1922 tarihinde ise Türkiye Deniz Kuvvetleri Komutanı Cemal Paşa Tiflis’te katledildi...
Bu terör eylemlerini gerçekleştiren suçluların sonu ne oldu? Birkaç kanıt gösterelim: Talat Paşa’nın katili Sogomon Tahleryan’ı Berlin Mahkemesi salıverdi. Behbud Han Cavanşir’in katili Misak Toplakyan teksirli bulunmuş olsa da, İngiliz Askeri Mahkemesi onu serbest bıraktı. Sözde, terör eylemini gerçekleştirdiğinde aklı başında değildi. Bu iki kanıt, Batılı resmi organların Ermeni terörüne fırsat verme siyasetinin açık göstergesidir.
Bu nedenle Ermeni terörü 20’nci yüzyılın ikinci yarısında da vahşiliğini sürdürdü ve Batılı devletler onları cezalardan kurtardı. Kanıtlar bunu ortaya koyuyor.
Ermeni Terörünün Yeni Dalgası
27 Ocak 1973 tarihinde ABD’nin Santa Barbara şehrinde Ermeni yazar Kurgen Yanikyan iki Türk diplomatı “Baltimor” oteline davet ediyor. O, diplomatlara değerli bir sanat eseri vereceğini söylüyor. 49 yaşındaki Başkonsolos Mehmet Baydar ve 31 yaşındaki Bahadır Demir söylenen adrese gidiyor. Yazar-terörist onları tabancayla katlediyor. O, mahkemede öldürdüğü diplomatları “şer” olarak adlandırıyor. 1984 yılında adı geçen yazar eceliyle ölüyor.
Simon Somonyan ve Gevork Açemyan da Ermeni yazarlardır. Onlar ASALA’nın siyasi ve ideolojik yol haritasını hazırlayanlardandırlar. Hiç ceza almamışlardır. Onların onayıyla ASALA’ya başkanlık eden Agop Agopyan ise boğazına kadar kan içindedir. 28 Nisan 1988 tarihinde Atina’da sokak ortasında kurşunlanmıştır. Onu törenle Musul’a götürüp, gömmüşler.
Monte Melkonyan ise, ABD’de doğmuştur. 1980 yılında ASALA’ya üye olmuştur. Roma, Atina v.b. yerlerde terör eylemlerinde bulunmuştur. 1981 yılında “Van Operasyonu” olarak adlandırılan terör eylemine katılmıştır. Bu olayda 4 Ermeni terörist Paris’teki Türk Elçiliği’ni ele geçirmiştir. 1985 yılında M. Melkonyan Paris’te hapsedilmiştir. Ancak sadece ruhsatsız silah bulundurmak ve belgede sahtecilik ile suçlanmıştır. 6 yıl hapis cezası almıştı. 1989 yılının başlarında ise serbest bırakılmış ve Güney Yemen’e gönderilmiştir.
Ardından 1990 yılında Karabağ’a gelmiştir. Yüzlerce Azerbaycanlı’nın katledilmesinde bizzat yer almıştır. Azerbaycan Ordusu askeri operasyonların birinde teröristi mahvetmiştir. Ölümünden sonra ona Ermenistan’ın ulusal kahramanı unvanını vermişlerdir. Adına Erivan’da sokak, okul ve vakıf bulunmaktadır.
Varujan Karapetyan 1980’li yıllarda ASALA’nın Fransa’daki önderi olmuştur. 15 Temmuz 1983 tarihinde Paris “Orly” havalimanında Türk Hava Yolları’na ait yolcu uçağına bomba yerleştirmiştir. Bomba uçak kalkmadan patladığından zarar planlanandan az olmuştur – 8 kişi ölmüş, onlarca kişi yaralanmıştır.
Havalimanında yakalanan terörist ömür boyu hapis cezası almıştır. Lakin 2001 yılında Fransa onu Ermenistan’a vermiştir. 4 Mayıs 2001 tarihinde Ermenistan Başbakanı Andranik Markaryan teröristi kabul ederek, onun gelişine sevindiğini ve onu ödüllendireceğini söylemiştir. Karapetyan’a iş ve ev verilmiştir. Hali hazırda Dilican’da yaşamaktadır.
Ermeni Terörünün Günümüzdeki Yuvası: Ermenistan Devleti
Evet, şimdi Ermeni terörü, Ermenistan tarafından siyasi, ideolojik, mali ve organizasyonel olarak destekleniyor. Sumgayıt olaylarında, Bakü metrosundaki terör eylemlerinde, “Moskova-Rostov” yolcu treninde meydana gelen patlamada Ermenistan istihbarat birimlerinin parmağının olduğu net olarak tespit edilmiştir. Ermenistan Milli Güvenlik Bakanlığı’ndan Albay Can Ohanesyan’ın terör eylemlerini düzenlediğini Rus istihbarat birimleri ortaya çıkarmıştır. 1990-91 yıllarında C. Ohanesyan’ı Ermenistan KGB’si Dağlık Karabağ’a göndermiştir. Orada, SSCB KGB’si ile çalışmakla birlikte, gizli terör eylemleri hazırlamıştır.
C. Ohanesyan V. Polyaniçko’ya karşı terör eylemi düzenlemiştir. 1993 yılında Moskova’da hapsedilmiştir. Üstelik C. Ohanesyan'ı, Azerbaycan’ın demiryolları ve boru hatlarında terör olayları düzenlemekle suçladılar. Onunla birlikte, Ermeni istihbarat birimlerinin çalışanı Binbaşı Simonyan da hapsedilmiştir. 1996 yılında Ohanesyan’a 6, Simonyan’a ise 3 yıl hapis cezası verilmiştir. Fakat Simonyan mahkeme salonundan özgür bırakılmıştır. Ermenistan’a döndükten sonra ise, ona Albay rütbesi verdiler.
Bu kanıtlar Ermenistan’ın devlet düzeyinde desteklediği terör olaylarının sadece bir kısmıdır. Liste çok uzundur. Şimdi de Ermenistan yönetiminin Ramil Safarov’a karşı terör eyleminde bulunmaya hazırlandığına ilişkin haberler yayılıyor. Lakin bu haberlere ne Batılı devletler ne de diğer büyük devletler tepki veriyor. Her zaman olduğu gibi, şimdi de onlar Azerbaycan’ı eleştiriyor. 19’uncu yüzyıldan bu yana büyük devletlerin Ermenilerden faydalanma siyasetinin değişmediği görülüyor. Herhalde yine bu nedenle, bugün binlerce Azerbaycanlı’nın kendi topraklarında katledilmesine, Hocalı Soykırımı’nın yapılmasına başkanlık edenlerin, Ermenistan yönetiminin önde gelenleri olmaları olağan kabul ediliyor. Yaklaşım aynıdır, yöntemler daha hilekârdır ve maskelenmiştir. Ancak bu adaletsiz yol bizzat Ermeni terörüne şu veya bu derecede destek olanları uçuruma sürüklüyor.

1 yorum: