26 Mayıs 2014 Pazartesi

SOSYAL KÜLTÜREL SENTEZ




SOSYAL KÜLTÜREL SENTEZ
Kültür kavramını en başta sözlük anlamıyla tanımlayabiliriz: Bir toplumun duyuş düşünüş birliğini oluşturan
gelenek durumundaki her türlü yaşayış düşünce dil ve sanat varlıklarının topu belli bir konuda edinilmiş
geniş ve sistemli bilgi.
Medeniyet insanlığın çalışarak ortaya koyduğu teknik eserlerin bütününden ibarettir. Kültür ise bir
toplumu kendi tarihi içinde meydana getirdiği değer hükümlerinin bütünüdür. Bunlar ilim sanat ahlak ve
dine ait değerlerdir. Medeniyet kültür yaratan düzendir. Bu durumda kültür ve medeniyet kavramlarını
birbirinden ayırdıktan sonra kültürün oluşumuna etken olan değerler durumlar ve vs. önem kazanır. Her
toplumun kendi kültürü vardır ve kültürün yükselmesi ilerlemesi ve gelişmesi medeniyetin doğuşunu sağlar.
Sosyolojik çerçevede çoğulculuk, çok kültürlülük kavramları üst bağlamda evrensel bir değer haline dönüştü. Hiç kimse bir diğerinin farklı kültürünü yok etmeyi uluslararası platformlarda savunamıyor. , sorun kültürlerin kendi içinde klanlaşması, gettolaşması, cemaatleşmesi olarak beliriyor. Bir kültürün kendisini tek ve vazgeçilmez olarak görmesi temel sorunu oluşturuyor. Bu kültür bir toplum içinde çoğunlukta olsa, azınlıkta olsa aynı sonucu doğuruyor. Yani, bir kentte dışarıdan gelenlerin kurduğu dernekler (Karadenizliler, Erzurumlular,Bayburtlular), dinsel ve etnik kimliğe / kültüre bağlı örgütler , cins ve yaşa bağlı gruplanmalar ekonomik – çıkarsal ve mesleki yapılanmalar (meslek odaları, iş adamaları dernekler, sendikalar ve diğerleri) ve siyasi ideolojik örgütlenmeler (partiler, gençlik-kadın kolları ve diğerleri)… çoğaltılabilir bir çok yapı kendisini gittikçe içine kapatıyor.
Bu tür örgütlenmeler insanlığın sosyal, kültürel ve çıkarsal işlevlerini yerine getirmek için gerekli olan ve çağdaş yaşamın kaçınılmaz yapılanmaları ve örgütleridir. Ancak, bu örgütler diğerini yok etmek, yok saymak, kötülemek ve kendisini daha önemli kılmak, bir ve tek görmek gibi bir anlayışa sahip ise, sorun çatışmaya doğru gidiyor demektir.
Halbuki binlerce yıllık insanlık mirası bize kültürlerin sentezinin ve melezleşmesinin örneklerini gösteriyor. Hiçbir insani kültür olduğu gibi kalmıyor, dönüşüyor, diğerinden öğrendikleriyle gelişiyor ve değişiyor. Her değişim yeni bir kültür sentezi veya melez bir kültür ortaya çıkartıyor. Bugünkü dünyanın temennisi; bu tür dönüşümlerin insan yararına, daha iyi ve güzel bir dünya oluşumuna doğru gitmesidir.
Kürt ve Türk meselesi, Alevi ve Sünni meseleleri, Tarikatlar ideolojiler ve siyasi ayrışmalar meselesi, kentlerdeki etnik ve memleket kökenine bağlı cemaatleşme meseleleri günlük yaşamımızda gittikçe daha fazla tartışılır oldu. Dolayısıyla kültüre dair sorunları direk ilgilendiren sentez ve melezleşme durumları daha fazla tartışma gerektiriyor.Özellikle siyasi partilerde bu konuları entellektüel anlamda tartışılması lazım fakat görüyoruzki böyle çalışmalar yok.Önümüzde ki yıllar dünyada ve Türkiye de toplum bilime yani sosyoloji ye çok iş düşüyor . . . . Abdülkadir TERZİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder